Maziyi arayanların kafesi

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

İzmir Buca’da bulunan Dumlupınar Mahallesi’ndeki bir kafe, diğer kafelerden çok farklı bir özelliğe sahip. Mazi Kafe ismiyle hizmet veren kafedeki temel amaç ise, kafeye gelenlere eskilerin samimi ortamını tekrar sunmak. Kafeyi eski radyo, televizyon, gramofon vb. eşyalarla donatan mekan sahipleri, oluşturdukları farklı tasarım ile dikkatleri üzerine çekiyor. Ellerindeki küçük sermaye ile bu işi gerçekleştirdiklerini söyleyen dükkanın ortaklarından 24 yaşındaki Semih Taşçı, “Küçüklükten beridir yerli yazarlara, yerli kültürümüze ait eserleri daha çok seviyorum. Kafe açmak istediğimde de böyle bir format oluşturmak istedim. Çok güzel de oldu. Kafemize gelenler eski zamanların samimi ortamını çok rahat bulabiliyor” ifadelerini kullandı.

“KÜLTÜRÜMÜZÜ SEVİYORUM”

Kafe açma gibi bir fikir edindikten sonra araştırmaya giriştiğini dile getiren Semih Taşçı, bulundukları yerin bakıma ihtiyacı olduğunu ve yeni bir konsept gerektirdiğini bildikleri için kafasındaki kafe tarzını oluşturmaya başladığını söyledi. Semih Taşçı, “Retro tarzını çok beğeniyorum. Bende bunu bizim kültürümüze göre şekillendirmek istedim. Kendi tarihimize, kültürümüze dair şeyleri daha çok seviyorum diyebilirim. Örneğin kitap bile okusam yerli yazarları hep tercih ediyorum ya da yerli filmleri ve özellikle eski Türk sinemasına ait filmleri çok daha fazla seviyorum. Kafemizde de kültürümüze ait değerleri yansıtalım istedik. Radyolar, televizyonlar benim yaşımdan büyük ama böyle eski eşyalar hep dikkatimi çekerdi. Eşyaları topladık ve zamanla kafemizin iç dizaynını oluşturduk. Hala da eşya toplamaya devam ediyorum. Bunları da mekanımızın iç dizaynını bozmayacak şekilde yerleştirmeye çalışıyorum” değerlendirmelerinde bulundu.

“SICAKLIK VE SAMİMİYET”

Kafelerine ilginin yavaş yavaş artmaya başladığını da söyleyen Semih Taşçı, “Mekanımızın eski hali çok fazla ilgi görmüyordu. Eski halini bilenler de pek bakmıyordu ama tarzımızı oluşturduktan sonra, sokaktan geçenler dönüp bakıyor, burada farklı bir yer varmış deyip, geliyorlar. Merak edilen bir yer olduk. Kapının önünden geçenlerin, şuraya bak, çok güzel mekan dediklerine de şahit oluyorum. Bunu her gün en aşağı 10 kişiden duyuyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Kafemizin farklı bir yapısı var. Masamız yok mesela. Ben masa olayını pek sevmiyorum. Masa olmayınca daha sıcak ve samimi bir ortam olduğunu düşünüyorum. Buraya masa sandalye atsak, normal yani standart kafelerden bir farkı olmazdı Bizim amacımız da bu mekanın samimi bir ortama sahip olması. Bunun için uğraş veriyoruz.   Koltuklar da çok güzel denk geldi. Sandalyeler de eskilere ait. Şimdiye kadar oluşturmak istediklerimizi yerine getirdik” diye konuştu.

“MİNİ KÜTÜPHANE”

Mazi Kafe’nin en dikkat çekici özelliklerinden bir tanesi de üst katında bulunan ve gayet şık tasarlanmış kitap okuma bölümü. Kitap okumak isteyen herkesi mekanlarında ağırlamak istediklerini de ifade eden Semih Taşçı, “Burası çay ocağıyken, okey, tavla vb. şeyler oynuyordu. Biz mekanın bu havadan kurtulmasını istedik. Ben kitap okumayı çok seven bir insanım. Kitap getirelim, insanlar burada kitap okusun. Çocukları, gençleri kitaba yönlendirmiş oluruz. Yavaş yavaş alışmaya başladılar. Mini bir kütüphane gibi oldu. Kiralayan oluyor, kitaplarını gelip bırakanlar oluyor. İnsanlar yukarıda oturmayı çok seviyor. Orada çay ve kahvelerini yudumlarken, kitapları karıştırıyorlar. Okumasalar bile oradan üç beş kitabı incelediklerini görüyorum.  Buradaki kitapların hiçbirine de para vermedim. Arkadaşlarım, eş dost getiriyor. Hepsini kayıt altına aldık. Listesini çıkardık. Burada okuma fırsatı olmayanlar geliyor, buradan kitabını alıp, evinde okuyor. Tekrar getiriyor ve başka bir kitap alıyor. Mini bir kütüphane oluşturduk. Onun dışında her şeyimiz ev yapımı, taze ve güzel hazırlanıyor. Herkesi bekleriz” ifadelerini kullandı.