İklim krizi yine küresel gündemdeki yerini aldı
Dünyanın önde gelen sigorta ve reasürans kuruluşlarından biri olan Axa’nın “Global Gelecek Riskleri Raporu”nun dokuzuncusu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Rapor, 58 ülkeden 4.500 risk uzmanının profesyonel analizleri ve 15 ülkeden 20.000’in üzerinde kişinin kapsamlı bir risk algısı anketine verdiği yanıtlarla oluşturuldu.
2019 yılına kadar, No. Küresel gelecek riskleri raporunda öne çıkan 1 küresel risk, iklim değişikliğiydi. Küresel iklim değişikliği, yalnızca tetiklediği ve dünya çapında yüz milyarlarca dolarlık zarara neden olan doğal afetler nedeniyle değil, aynı zamanda küresel tarım ve gıda arz güvenliğine yönelik risk nedeniyle de verilerin ön sıralarında yer aldı.
Bunun yanı sıra açlık ve yaratacağı kuraklık nedeniyle milyonlarca insanı etkileyecek olan iklim göçü sorunu da küresel iklim değişikliği riskinin bir parçası. Bu nedenle, iklim krizinin en büyük risk olarak listelenmesi elbette şaşırtıcı değil. Ancak 2019’da ilk “siyah kuğu” koronavirüs pandemisi dünyayı şaşırttığında, küresel bir pandemi ve hastalığa ilişkin küresel risk algısı sıralamada yedi basamak yükseldi. Doğal olarak o dönemde birinci sırayı aldı ve gündemi domine etti.
O sırada iklim değişikliği ikinci sırada yer alırken, onu sırasıyla siber güvenlik ve jeopolitik istikrarsızlıkla ilgili riskler izledi. Toplumsal huzursuzluk ve yerel çatışmalara yönelik risk algısı ise beşinci sırada yer aldı.
Koronavirüs pandemisinin etkilerinin hafiflemesinin ardından küresel iklim değişikliğine yönelik risk algısı bir kez daha küresel gündemdeki yerini alıyor. 1 öncelik. Dijital hırsızlık, soygun ve tehditler gibi konuları içeren küresel siber güvenlik riski, raporda ikinci sırada yer aldı. Bu sorun dünya çapında şirketlere ve dijital kripto para piyasalarına zarar verdi ve yüz milyarlarca dolara mal oldu.
İklim değişikliği yine sahnede
Geçen yıl aşıların devreye girmesi ve COVID-19’un oluşturduğu tehdidin azalmasıyla küresel salgına yönelik risk algısı üçüncü sıraya gerilerken, jeopolitik risk algısı dördüncü sıradaki yerini korudu. 2022’de ikinci “kara kuğu” Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdiğinde, tüm dünyayı yeniden hazırlıksız yakaladı, küresel ekonomik-politik sistem kendisini yeni riskler, tehditler ve meydan okumalarla karşı karşıya buldu ve henüz yaralarını yeterince saramadı. küresel salgının ana ve artçı şokları.
Genel olarak, mevcut durum doğal olarak Axa’nın 2022 “Küresel Gelecek Riskleri Raporu”na da yansımıştır. Küresel iklim değişikliği, dünyanın karşı karşıya kaldığı en ağır, en kritik ve en tehlikeli küresel risk olarak algılanmaya devam ediyor. 2022 raporunda ilk kez iklim değişikliği riski tüm kıtalardaki en büyük risk olarak sıralanıyor.
Jeopolitik risk algısı ise ilk kez dördüncü sıradan ikinci sıraya yükseldi. Bu elbette Ukrayna’da devam eden savaşın yarattığı jeopolitik tehditler ve riskler açısından şaşırtıcı değil. Siber güvenlik 2022’de üçüncü sırada yer alırken, “enerji riski” algısı ilk kez yedincilikten dördüncülüğe yükseldi ki bu şaşırtıcı bir gelişme. Küresel salgın riski beşinci sıraya gerilerken, toplumsal gerilim ve sokak hareketlerine yönelik risk algısı altıncı sırada yer aldı.
Ekonomi önemini artırıyor
Bu çalışmada finansal istikrar riskleri, makroekonomik riskler ile para ve maliye politikası riskleri sekizinci, dokuzuncu ve 10. sıralarda yer alarak ilk kez ilk 10’a girmiştir. Merkez bankalarının tercih ettiği sıkı para politikası tercihlerinin, durgunluk ve makroekonomik dengesizlikler açısından risk tetikleyici olarak algılandığını göstermektedir.
Öte yandan, doğal kaynaklara ve biyoçeşitliliğe yönelik risk algısı yedinci sırada yer aldı. Kamu ve özel sektör düzeyindeki tüm kanaat önderleri ile ankete yanıt veren bilim insanlarının risklere karşı çözüm üretme beklentisi 2021 yılına göre iki puan azaldı. lider ülkeler çözümler konusunda beklenen birliği göstereceklerdir.